Damlama Sulama Hakkında-1

Damla sulama her bitkiye bir veya daha fazla damlatıcının su verebileceği sıralı dikilmiş sebze ve meyveler (domates, biber, patlıcan, çilek, kavun, karpuz, pamuk, mısır, ayçiçeği vb.) için çok uygundur. Mahsul ekip biçmeye elverişli olan engebeli veya düz bütün arazilerde uygulanabilir. Damla sulama pek çok toprakta uygulanabilir. Killi toprak üzerinde gölleşmeyi önlemek için su toprak üzerine azar azar verilmelidir. Kumlu topraklarda ise suyu toprağa daha yüksek oranda akıtan damlatıcılara ihtiyaç vardır.

Damla sulamada en önemli sorun damlatıcıların tıkanmasıdır. Sulamada kullanılan su temiz değilse damlatıcılardaki 0.2-2.0mm çapında bulunan su yolları tıkanabilmektedir. Bu nedenle, sulama suyunun tortusuz olması zorunludur. Eğer sulama suyunda tortu varsa su filtre edilmelidir. Tıkanma aynı zamanda suda yosun, gübre çöküntüsü, kalsiyum ve demir gibi çökelen çözünmemiş kimyasallar vasıtasıyla da oluşmaktadır.

Tipik bir damla sulama sistemi aşağıdaki unsurlardan oluşmaktadır.
• Pompa
• Kontrol ünitesi
• Ana ve yardımcı hatlar
• Lateraller
• Damlatıcılar

Damla Sulama Sisteminin Unsurları

Bir damla sulama sistemi sırasıyla pompa birimi, kontrol birimi, ana boru hattı, manifold boru hatları, lateral boru hatları ve damlatıcılardan oluşur.

Su kaynağı : Damla sulama yönteminde her türlü su kaynağından yararlanılabilir. Ancak suyun fazla miktarda kum, sediment ve yüzücü cisim içermemesi gerekir. Ayrıca, fazla miktarda kalsiyum ve magnezyum bileşikleri ile demir bileşikleri içeren sular da damla sulama yöntemi için uygun değildir.

Pompa Birimi : Su kaynağının yeteri kadar yüksekte olmadığı koşullarda, gerekli işletme basıncı pompa birimi ile sağlanır. Su kaynağının tipine bağlı olarak santrifüj, derin kuyu yada dalgıç tipi pompalardan biri kullanılabilir. Pompanın elektrik motoru ile çalıştırılması tercih edilir.

Kontrol Birimi : Damla sulamada, suyun çok iyi süzüldükten sonra sisteme verilmesi gerekir. Aksi durumda damlatıcıların tıkanması sorunuyla karşılaşılır. Bu işlem kontrol biriminde yapılır. Kontrol biriminde ayrıca, sisteme verilecek sulama suyunun basınç ve miktarı denetlenir ve bitki besin maddeleri sulama suyuna karıştırılır. Kontrol birimi genellikle ana boru hattının başlangıcına kurulur.

Kontrol biriminde; hidrosiklon, kum-çakıl filtre tankı, gübre tankı, elek filtre, basınç regülatörü, su ölçüm araçları, manometreler ve vanalar bulunur. Hidrosiklon, suda bulunabilecek kum parçacıklarının sisteme girmeden önce tutulduğu araçtır. Su hidrosiklonun üst kısmından çepere doğru girer ve çeper boyunca aşağıya doğru iner. Daha sonra su ortadan yukarıya doğru yükselir ve kum parçacıkları ağır olduğundan tabanda kalır. Kumdan arınan su hidrosiklonun üzerinden sisteme verilir. Tabanda biriken kum belirli aralıklarla temizlenir. Kum-çakıl, filtre tankında, sulama suyunda bulunabilecek sediment ve yüzücü cisimler tutulur. Su tanka üstten girer, kum ve çakıl katmanlarından geçtikten sonra tankın altından çıkar. Bu arada sediment ve yüzücü cisimler genellikle üst kesimde tutulur. Tankın tabanında, etrafı elek filtre ile sarılmış delikli boru bulunur. Burada amaç, tanktan su ile birlikte kumun çıkışını engellemektir. Kum-çakıl, filtre tankında ayrıca suyun alttan girişini ve üstteki vanadan çıkışını sağlayan geri yıkama borusu bulunur. Bu boru aracılığıyla, zaman zaman tankın üst kesiminde biriken sediment ve yüzücü cisimler yıkanarak tank temizlenir. Damla sulama sistemlerinde bitki besin maddeleri sulama suyuna karıştırılarak uygulanır. Bu amaçla sıvı gübre kullanılır. Sulanacak alanın büyüklüğüne göre hesaplanan sıvı gübre miktarı, kontrol birimindeki gübre tankının içerisine konur. Gübre tankı ana boruya üzerinde vanalar bulunan hortumlarla iki noktadan bağlanır. Biri gübre tankına su girişi, diğeri ise su çıkışı içindir. Ana boru üzerine ayrıca, değinilen iki nokta arasında basınç farklılığı yaratmak amacıyla bir vana daha yerleştirilir. Gübre uygulanacağı zaman ana boru üzerindeki vana kısmen kapatılır, gübre tankı giriş ve çıkış vanaları açılır. Böylece, ana borudaki suyun bir kısmı gübre tankına girer, sıvı gübre ile karışır ve tekrar ana boruya döner.Kontrol birimine, gübre tankından sonra elek filtre yerleştirilir. Filtre genellikle silindir biçimindedir. Tek yada iç içe geçmiş iki filtreden oluşabilir. Elek filtrelerin 80-200 mesh arasında olması önerilmektedir. Dış filtrenin elek numarası genellikle daha düşüktür. Elek filtre ile, kum-çakıl filtre tankında süzülemeyen sediment ve gübre tankından gelebilecek gübre parçacıkları tutulur. Her sulamadan sonra elek filtreler sökülür ve yıkanarak temizlenir. Elek filtreden sonra, suyun boru hattında sabit basınç altında verilmesini sağlamak için basınç regülatörleri yerleştirilir. Basınç regülatörleri bazen manifold boru hattı girişine de yerleştirilebilir. Kontrol biriminde ayrıca, kum-çakıl filtre tankının giriş ve çıkışı ile elek filtre girişindeki basıncın ölçülmesi gerekmektedir. Bu amaçla, üç yollu bir manometreden yararlanılır. Böylelikle, basınç farklılıklarından filtrelerin tıkanma derecesi saptanır ve gerekli zamanlarda filtreler temizlenir.

Ana Boru Hattı : Suyu kaynaktan manifold boru hatlarına iletir. Genellikle gömülüdür ve sert PVC borulardan oluşturulur. Küçük sistemlerde ana boru hattı toprak yüzeyine döşenebilir. Bu koşullarda sert PE borular kullanılır.

Manifold Boru Hattı : Suyu ana boru hattından laterallere iletir. Laterallerin doğrudan ana boru hattına bağlanması durumunda, su girişini denetlemek için her lateralin başına bir vananın yerleştirilmesi zorunluluğu vardır. Bu ise hem sistem maliyetini çok önemli boyutlarda arttırır hem de sistemin işletilmesini güçleştirir. Bunun yerine, belirli sayıdaki lateral boru hattı manifold boru hattına bağlanır ve manifoldun ana boru hattıyla bağlantısı bir vana ile sağlanır. Manifold boru hattına bağlı laterallerin tümü bir işletme birimini oluşturur. Manifold başlangıcındaki vana açıldığında işletme birimindeki tüm laterallere aynı anda su verilmiş olur. Ana boru hatlarında olduğu gibi, manifold boru hatları da genellikle gömülüdür ve sert PVC borulardan oluşturulur. Küçük sistemlerde manifold boru hatları bazen toprak yüzeyine serilir ve bu durumda PE borular kullanılır. Manifold boru hatları, tesviye eğrilerine paralel (eğimsiz) yada bayır aşağı eğimde döşenmelidir. Bayır yukarı eğimde döşemekten kesinlikle kaçınılmalıdır. Bu hatlar, ana boru hattına dik olabileceği gibi paralel de olabilir.

Lateral Boru Hatları : Üzerine damlatıcıların yerleştirildiği borulardan oluşur. Toprak yüzeyine serilir ve bu amaçla yumuşak PE borular kullanılır. Genellikle her bitki sırasına bir lateral döşenir. Bazen, her bitki sırasına iki lateral ya da iki bitki sırasına bir lateral yerleştirilebilmektedir. Lateral boru hatları da, manifold boru hatlarında olduğu gibi, tesviye eğrilerine paralel (eğimsiz) ya da bayır aşağı eğimli döşenmelidir ve bayır yukarı döşemekten kaçınılmalıdır.

Damlatıcılar : Sistemin en önemli ve en dikkatle seçilmesi gereken elemanlarıdır. Lateral borulardaki basınçlı su damlatıcıya geçtikten sonra, damlatıcı içerisindeki akış yolu boyunca ilerlerken, suyun enerjisi sürtünme ile önemli ölçüde kırılır. Bunun sonucunda, su damlatıcıdan damlalar biçiminde çok küçük debi ile çıkar ve toprağa infiltre olur. Damlatıcılar genellikle lateral üzerine geçik (on-line) ve laterale boylamasına geçik (in-line) olmak üzere iki tipte yapılmaktadır. Lateral üzerine geçik damlatıcılarda, damlatıcı girişi lateral boyu içinde ve gövde borunun dışındadır. Bu tip damlatıcılar orifis girişli ve genellikle kısa akış yolludur. Suyun enerjisi, girişteki orifis ve akış yolu boyunca kırılır. Laterale boyuna geçik damlatıcılarda ya lateral boru damlatıcının iki ucuna bağlanmakta ya da damlatıcılar lateral boru içerisine sabit aralıklarla ve boylamasına yerleştirilmektedir. Akış yolu genellikle uzundur. Su lateral boru çeperinden damlatıcıya girmekte, uzun akış yolu boyunca enerjisi kırılmakta ve lateral boru dışından çıkmaktadır.

Basınçlı sulama yöntemleriyle (Yağmurlama, damla sulama, Bublers sulama) büyük oranda su tasarrufu sağlanır. Bu suyla da daha fazla alan sulanır. Buda daha fazla bireye hizmet götürülmesi yönüyle sosyal adaletin sağlanması, üretim artışı ve milli gelir artışı demektir.

Kontrol ünitesi bütün sisteme verilecek suyun ve basıncının kontrol edildiği su sayacı, basınç düzenleyici, vana, filtrelerden oluşur. Bazı kontrol ünitelerinde gübre tankı da bulunmaktadır. Bu tank uygun ölçekteki gübreyi sulama suyuna azar azar ilave eder. Bu damla sulamanın en önemli avantajlarından bir tanesidir.
Genellikle 16-32mm çapındaki polietilen borulardan meydana gelen ana hatlar, yardımcı hatlar ve lateraller suyu kontrol ünitesinden alarak toprağa verir.

Damlatıcılar, sulanacak bitki türüne göre boru içine belirli aralıklarla yerleştirilmiş, suyu kontrollü bir şekilde bitkiye veren parçalardır.

Damla sulama hattı genellikle sabit olduğundan sistem kolaylıkla otomatikleştirilebilir. Bu nedenle, işçiliğin pahalı olduğu yerlerde kullanılması oldukça uygundur. Damla sulama gerektiğinde sıklıkla yapılabildiğinden mahsulün yetişmesi için çok elverişli bir ortam sağlamaktadır.
Diğer sulama sistemlerinden farklı olarak damla sulama ile sadece bitki kökünün yetiştiği toprak bölgesi sulanmaktadır. Bu nedenle, damla sulama sistemi ile sulanan toprağın oranı, diğer sistemler ile sulanan toprağın oranının yaklaşık %30’ u kadar azdır. Toprağa damlayan suyun süzülerek genişlediği bölge suyun tahliye miktarına ve toprağın cinsine bağlıdır.


DAMLA SULAMA NE ZAMAN GEREKLİDİR?

Damla sulama ilk olarak İsrail gibi suyu çok az olan yerlerde kullanılmaya başladığı için bir çok kişi tarafından sadece suyu az olan ve eğimli arazilerde uygulanması gereken bir sistem olarak düşünüldü.

Fakat zamanla damla sulama yapan kişilerden görüldü ki diğer sulama sistemlerine göre (salma sulama, sifon usulü sulama ve yağmurlama sulama) daha az su kullanılmasına rağmen verim ve kalite artışı sağlandı.Kısa sürede Akdeniz bölgesindeki seralarda başlayan damla sulama Ege bölgesindeki seralarda,çilek alanlarında, meyve bahçelerinde, daha sonraları Marmara bölgesinde meyve bahçelerinde, İznik bölgesindeki sırık domates, zeytin bahçelerinde ve Çanakkale, Biga, Karacabey bölgesinde salçalık biber, sanayi domatesi ve sofralık domates alanlarına da girerek geniş alanlarda kullanılmaya başlandı.

Son 1-2 yıldır ülkemizde artan kuraklık ve sıcaklar sonucu verim düşüşleri olmuştur. Fakat damla sulama yapan kişilerin aldıkları verim ve kalitede bir azalma olmamıştır. Damla sulama yapanlar son yıllarda iyice fiyatları düşen tarım ürünlerinden verim fazlalığı ve kalite sebebiyle iyi para kazanınca damla sulamaya talep daha da artmıştır.


DAMLA SULAMANIN AVANTAJLARI NELERDİR?

- Topoğrafik yönden düzgün olmayan tarım alanları tesviyeye gerek kalmadan bu yöntemle sulanabilir. Salma sulamaya bağlı erozyon önlenir.
- Geçirgenliği yüksek olan topraklarda karık akışına bağlı su kaybına neden olmaksızın tüm tarla alanında ekonomik ve üniform olarak yüksek randımanla sulama yapılır.
- Taban suyunun yüksek olduğu yerlerde taban su seviyesini yükseltmeden sulama yapılır.
- Kanalet ve kapalı borulu sistemlerde sulama yapmak için gerekli tarla içi hendeklere gerek kalmadığından ekim alanı artmakta sulama işçiliği de azalmaktadır.
- Ticari gübreler sulama suyuyla sadece bitki kök bölgesine verilebilir, böylece gübre ve işçilikten de tasarruf sağlanır.
- Sistem gelişmiş damla ve Bublers sulama sistemine de uygundur. Bu sistemlerde bitki kök bölgesinde düşük gerilimle tutulan devamlı bir nem bulunduğundan bitki suyu topraktan fazla bir enerji harcamaksızın alır. Bu da ürün artışı sağlayan önemli bir faktördür.
- Tohum yataklarının hazırlanması, tohumların çimlendirilmesi fide seyreltmesi için üniform ve yeterli toprak nemi kontrollü bir şekilde sağlanabilir.
- Sulama suyu proje sahasına istenilen miktarda denetim altında verilir. Gerekirse bireysel olarak kullanılan su sayaç takılarak net olarak saptanıp miktarına göre kullanım bedeli tahsil edilebilir. Tesisin kontrolü kolaylaşır. Ayrıca bu tür tesisler modern kullanma yöntemlerine açıktır.

- Bütün arazi sulanmadığı için bitkilerin ve ağaçların aralarında ot çıkışı olmadığı için otlarla yapılan ilaçlı ve mekanik mücadele maliyeti azalır.

- Her yer sulanmadığı için her sulamadan sonra kaymak tabakasını kırmak ve toprağı havalandırmak için toprak işlemesi olayları neredeyse ortadan kalktığı için işçilik ve mazot tasarrufu sağlanır.

- Diğer sulama sistemlerinde bir sezonda gübreler en fazla 3-4 defada verildiği için her defasında fazla miktarda gübre toprağa karıştırılır veya serpilir.Gübrelerin birçoğu bitkiler tarafından alınamadan sulama suyu ile derinlere doğru yıkanır bir kısmı da aralarda çıkan yabancı otlar tarafından alınır.Ayrıca topraklarımızın pH’ı genelde yüksek çıktığı için verilen gübrelerin bir kısmı da toprak kolloidleri tarafından tutulur ve bitkiler tarafından rahatça kullanılamazlar. Damla sulamada ise her sulamada veya iki sulamada bir gübre verildiği için azar azar gübre verilir.Verilen gübreler tüm tarlaya değil de bitki kök bölgesine verildiği için daha az gübre verilir.Kullanılan fosforik, Nitrik ve Sülfürik asit gibi gübrelerle toprağın pH’ını düşürerek genelde topraklarımızda bulunan fakat pH sebebiyle alınamayan Demir,Bakır,Çinko vb. gibi mikro elementlerin alınımı sağlanır ki bunlarda bitkilerin gelişmesine doping etkisi yapar.

- Sık sık azar azar su verdiğimiz için toprakta SU -- HAVA -- GÜBRE dengesini kolayca ayarlarız.Topraktaki su durumunu tarla kapasitesinde tutarak fazla su, az su, aşırı gübre vs. gibi streslerden bitkilerimizi koruruz.

- Arazimizdeki tüm bitkilere eşit su ve gübre verdiğimiz için tüm bitkiler eşit büyüklükte olur.Düzenli sulama ve gübreleme sebebiyle daha erken ürüne yatar ve hasadı daha erken yapabiliriz.

- Rüzgar hızına bağlı kalmaksızın gün içinde herhangi bir saatte sulama imkanı sağlar.

- Toprak yüzeyinin büyük bir bölümü ve yapraklar kuru kaldığından hastalık ve zararlılarla kolay mücadele olanağı verir.
- İstenildiği zaman tarla içine girilip tarımsal faaliyetlere devam edebilme rahatlığı sağlar.

- Yağmurlama ve karık sulama yönteminde toprak suya tam doymuş hale gelirken damla sulama yönteminde küçük bir toprak hacmi ıslatılır ve sadece bu hacim neme doygun hale getirilir. Bu sayede, bitkiler için daha fazla havanın toprak içinde bulunması sağlanmış olur. Bu sistem aynı zamanda CO’2’nin bitki kök bölgesinden atmosfere emilişini kolaylaştırmaktadır.

- Damla sulama yönteminde bitkilerin toprak üstü organlarının dolayısıyla yaprakların ıslatılmaması nedeniyle bazı bitki hastalık ve zararlılarının gelişmesi ve önceden uygulanan pestisitlerin yıkanması engellenmiş olur. Böylelikle,daha az kimyasal madde kullanımı,verimde artış,kalite artışı ve hasat sezonunun uzaması gerçekleşir.

Bazı Bitkilerin Günlük Su İhtiyaçları
Bitkinin Adı     (ml)
Narenciye     8,24
Elma     8,8
Kavun     5,5
Karpuz     5,5
Domates     6,5
Biber     5,75
Salatalık     5,0
Patates     6,5
Şeker Pancarı     7,25
Mısır     7,0
Bağ     6,5
Fasulye     4,75
Antep Fıstığı     9,3
DAMLA SULAMANIN DEZAVANTAJLARI NELERDİR?

- Sistemin birim alana düşen ilk yatırım bedeli diğer sistemlere göre yüksektir. Ancak aynı suyla daha fazla alanın sulanabilmesi, verim artışı, drenaj sorununu azaltması, tesviye yatırımına ihtiyaç duyulmaması, çiftçilerin gelir artışı fazla olan ürünlerin ekilmesine yönelmesi nedeniyle yatırım maliyeti farkı 1-3 yıl içinde kendini amorti edecektir.

- İkinci dezavantajı kalitesiz su, kalitesiz filtreler ve kalitesiz eski teknoloji damla sulama boruları kullanılarak zamanla damlatıcıların tıkanma riskidir.

- Damla sulama yaptırmadan önce su analizi yaptırılmalı suyun pH, EC, Kireç oranları öğrenilmelidir.Damla sulama yapan ciddi bir firmaya analiz sonuçları gösterilip beraberce karar verilmelidir.Suyumuz uygun ise yapılacak ikinci önemli konu kaliteli bir filtrasyon ve gübreleme sistemini paraya acımadan satın almaktır.

- Su kaynağı kotu sulanacak arazinin kotundan fazla olmayıp basınç pompajla sağlanıyorsa işletme gideri fazla olacaktır. Ancak getirisi yüksek olan ürün ekimlerinde bu sistem ekonomik olmaktadır. Bireysel çiftçi sulama sistemlerinde bu durum net olarak gözlemlenmektedir.
- Damla sulama yönteminde en önemli sorun damlatıcıların tıkanmasıdır. Tıkanmaya ,fiziksel (kum,mil vb.)ve kimyasal maddeler ile boru ve damlatıcı içindeki organik gelişim(algi) neden olmaktadır Bu nedenle etkili bir filtrasyon işlemi ,sistemin başarısı için oldukça önemlidir.

Ayrıca suya karıştırılan asitli gübrelerle suyun PH dengesi düsürülerek tıkanmaların önüne geçilirken diğer yandan damlatıcıların civarındaki toprağın da PH ‘ı düşer ki bu bize yüksek PH ‘dan dolayı alınamayan formada bulunan Demir,Manganez,Bor,bakır ve çinko gibi mikro elementler PH 6.5 civarında alınmaya başlarlar biz de böylece yapraktan ve topraktan bu türde gübreleri satın almak ve uygulama masrafından kurtuluruz.

Damla Sulamada Önemli Noktalar

1. Filtre Kullanımında Dikkat Edilecek Hususlar

a. Pompa çalıştırılmadan önce filtrenin tıkanık olup olmadığı kontrol edilmelidir. Bu maksatla disk yada elek filtrenin kapağı açılarak filtre içinin temiz olduğu kontrol edilmelidir.

b. Sulama esnasında filtre tıkandığında filtre giriş basıncı yükselir çıkış basıncı ise düşer. Giriş ile çıkış basınçları arasında 1 Atü (yada 1 bar) yada daha fazla fark oluştuğu görüldüğünde filtrenin temizlenmesi gerekir. Tek basınç saati olan filtrelerde filtrenin tıkandığı basınç saatinin titremesinden anlaşılır.

2. Damla Sulama Borularının Temizliği ve Kontrolü

a. Damla sulama borularını temizlemek ve bitki besin maddesi gereksinimini karşılamak amacıyla sulama sezonu boyunca FOSFORİK ASİT yada NİTRİK ASİT uygulaması yapılmalıdır. Uygulama sulama sezonu boyunca 15-21 günde bir, dekara 1 litre gelecek şekilde yapılır. Sisteme asit verilmeden önce, çalışma basıncına ulaşılıncaya kadar temiz su verilir. Daha sonra yarım saat süreyle asit verilir. Ardından borularda asitli su kalmaması için yeteri miktarda (tarla durumuna göre en az yarım saat) temiz su akıtılır.

b. Sulama sezonu içersinde 3-4 kez, boru içersine gitmiş olan pisliklerin temizlenmesi maksadıyla boru sonları açılarak temiz su gelinceye kadar sisteme su verilmelidir.

3. Gübreleme Talimatı

a. Damla sulama için en uygun gübreler:

Ø Amonyum Nitrat (%33 N)

Ø Potasyum Nitrat (PN) (13-0-46)

Ø Mono Amonyum Fosfat (MAP) (12.61.0)

Ø Mono Potasyum Fosfat (MKP) (0-52-34)

Ø Kalsiyum Nitrat (KN) (%1 5,5N- %16 CaO)

Ø Magnezyum Nitrat (MgN) (%11 N - %16 MgO)

Ø Fosforik Asit (% 62.5 - %85)

Ø Nitrik Asit (% 68)

Gübreleme uygulaması için suda kolay eriyebilen granül yada toz gübrelerden kullanılacak olan gübre, gübre tankına gerekli miktarda konulur. Gübre tankının kapağı iyice kapatılır, büyük vana biraz kısılır ve gübreleme vanaları açılır. Gübreleme ardından borularda gübreli su kalmayıncaya kadar su vermeye devam edilir.

b. Yukarıda belirtilen gübreler dışında suda tamamen erimeyen gübreler, damla sulama sistemi için sakıncalıdır. Bu gübrelerin kullanılması gerekiyorsa, gübrenin önceden bir başka kap içersinde eritilip katısı süzüldükten sonra gübre tankına konulması gerekir. Örneğin ÜRE ve AMONYUM SÜLFAT suda iyi erimezler. Bunların damla sulamadan verilmesi için dışarıda başka bir kap içersinde eritilmesi ve süzülerek gübre tankının içine konulması gerekir.

4. Böcek ve Kemirgen Zararlılarına Karşı Alınabilecek Tedbirler

a. Sulama sezonu boyunca damla sulama borularına olabilecek böcek zararlarına karşı BÖCEK İLACI uygulaması yapılmalıdır. İlaç uygulaması ilk sulamada ve sonraki her iki sulamada bir aşağıda önerilen ilaçlar gübre tankından verilerek yapılabilir.

Ø ENDOSÜLFAN Terkipli Örn. Thiodan 35 EC, Hektionex 35 EC 75 gr/da

Ø MALATHİON Terkipli Örn. Malaton 60 EC, Hektion 60 EC 100 gr/da

Böcek zararlarına karşı özellikle sulamanın gerekmediği zamanlarda uyanık olunmalıdır. Böcek zararları daha çok boruların uzun süre kullanılmadığı zamanlarda artmaktadır.

b. Sezon bitiminde boruların tarladan kaldırlırken mekanik zararlar oluşmaması bakımından; çok ufak çaplı makaralara sarılmamalarına dikkat edilmelidir. Toplanan makaralar kaldırıldıkları depolarda, fare gibi kemirgen hayvanların zarar vermelerine karşı korunmalıdır.

Standart sulama sistemlerinde kullanılan gübrelere ilave olarak Mono Amonyum Fosfat (MAP), Mono Potasyum Fosfat (MKP), Potasyum Nitrat, %33’lük Amonyum Nitrat, Fosforik asit, Nitrik asit vb. gübreler kullanarak meyve ve sebzelerde kuraklık , aşırı sıcak sonucu olan çiçek ve meyve dökümleri azaltılarak verim artışı sağlarız.Hasat dönemine doğru ise Potasyum ağırlıklı gübreler kullanarak meyvelerin kalitesi renk, sertlik , şeker oranı arttırılarak albenisi yüksek bir örnek meyve ve sebzeler elde edilir ki halde veya pazarda yüksek fiyata satış yapılabilir.

Günümüzde aşırı miktarda artan gübre, mazot, işçilik gibi girdi maliyetlerine karşı üretici olarak yapabileceklerimizden birisi birim alandan aldığımız ürünü %20 –50 arttırarak ihracat kalitesinde bir örnek ürün elde edip karlılığımızı arttırmaktır.